İç Anadolu Bölgesi’nde bir ildir. Dünya’nın en eski şehirlerinden biri olan Kayseri, klasik çağlarda Kapadokya adı verilen bölgededir. Kızılırmak’ın güneyinde bulunan bu bölge, Tuz Gölü’nden Fırat nehrine kadar uzanır. İpek Yolu buradan geçer.Kayseri kentinin adı Latince Caesarea; Arapça biçiminden Türkçeleştirilmiştir. Eski isimleri Mazaka ve Kaisareiadır.Kayser veya kaysar, Roma ve Doğu Roma imparatorlarına verilen Caesar unvanının İslam ülkelerinde kullanılan biçimidir. Osmanlı sultanları II. Mehmed’ten başlayarak resmi sıfatları arasında Kayser-i Rum unvanını da kullanmışlardır.
Kalelerinden müzelerine, camilerinden konaklarına zengin bir tarihe sahip olan Kayseri, birbirinden ünlü yemekleriyle her damağa hitap etmektedir.
Kayseri Kalesi
Şehir merkezinde, surları ve kalesi geniş bir alana sahiptir. Roma İmporaloru III. Gordianus zamanına (M.S 238-244) ait sikkelerdeki bilgilere göre bu tarihte Kayseri’de surların inşa edilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Bizanslılar döneminde Justinian (6.yy) şehri koruyabilmek için esas suru daraltmıştır.
Bugün hala sağlam olan Kale iki kısımdan oluşmaktadır. Dış sur ve burçlardan meydana gelen dış kale ve iç kaledir.
Dış Kale: Tarihi iç kalesini, dışarıda; Düvenönü’nde Kiçikapıya, oradan Yoğunburç ve Cumhuriyet alanına kadar geniş mekanda içine alan Dış Kalenin üzerinde kitabeye rastlanmadığından, yapılış tarihi hakkında kesin bilgi bulunmuyor. Ancak dördüncü asırda Caesarea’nın, Justinien tarafından surlarla çevrildiği biliniyor.
Vaktiyle Boyacı Kapısı, Kiçikapı, Sivas Kapısı, Yeni Kapı, Atpazarı ve Meydan Kapısı ile dışarıya açılan surlar, tahrip olmuştur. Dış Kale, savunma gayesiyle, tonoz ve kemerlerle yüksek tutulmuş beden duvarlarıyla inşa edilmiştir.
İç Kale: İç Kale, hiç bir yönden dış kale ile bağlı bulunmamaktadır. Müstakil bir yapı durumundadır. kuzeyden güneye 800 m. Doğudan batıya 200 m. Uzunluğundadır. Kalenin 19 burcu bulunmakta ve bu burçlar 3 m. Genişliğindeki duvarlara yaslanmaktadır. Kalenin biri kuzeydoğusunda, diğeri de kazancılar çarşısına bakan güneyinde olmak üzere iki kapısı bulunmaktadır. Sonradan Cumhuriyet Meydanına bakan üçüncü bir kapı daha açılmıştır. Kale içi, kuyumcular tarafından çarşı olarak kullanılmakta olup; ayrıca Fatih dönemine ait Kale Camisi bulunmaktadır. Kayseri Kalesinin üzerinde ilave onarımlarla ilgili birkaç kitabe bulunmakla beraber kimin tarafından ve ne zaman yapıldığına dair kesin bir bilgi yoktur.
Sadece Türkiye değil, ünü ülke sınırlarını aşmış olan Kayseri yemeklerinin yanı sıra, en meşhur noktalarını da sizlerle paylaşacağız. İşte Kayseri’nin en meşhur yerleri ve ünlü yemekleri:
Pastırması: Kayseri’nin yöresel mutfağının en vazgeçilmez tatlarının ilk sırasındadır pastırma. Kayseri pastırmasının ünü ülke sınırlarını geçmiştir aynı zamanda. Kahvaltıların en önemli parçası olan pastırma, günlük yemeklerde de sıklıkla kullanılır. Kayseri’nin meşhur pastırmasının tadına bakmadan ve evinize de satın almadan Kayseri’den dönmeyin.
Yöresel Mutfağı: Kayseri’nin zengin mutfağındaki hemen hemen tüm lezzetler ünlüdür. İlk akla gelen ise Kayseri mantısı oluyor. Kayseri mantısı başta olmak üzere; yağlama, yoğurt kebabı, orman kebabı, tas kebabı, kalbura bastı ve içli köfte de şehre gelen turistlerin ilk denemek istediği lezzetler arasında.
Bünyan Halısı: Kayseri’yle özdeşleşmiş olan Bünyan halıları, binbir zahmetle dokunuyor. Günümüzde de devam eden halı üretiminin tamamı el dokumasıdır. Bu sebepten dolayı Bünyan halılarının önemli bir yeri vardır. Eğer gerekli bütçeye sahipseniz, Bünyan halısı alarak tatilinizden evinize güzel bir parça götürebilirsiniz.
Erciyes Kayak Merkezi: Kış sezonunda en çok tercih edilen kayak merkezlerinden birine sahiptir Kayseri. Erciyes Kayak Merkezi ülkemizin kış turizmine katkı sağlayanen önemli 3. kayak merkezidir. Kış aylarında yoğun bir ziyaretçi potansiyeli olan kayak merkezi şehrin en ünlü noktaları arasındadır.
Ahi Evran Müzesi: Ahi Evran Müzesi’nin Kayseri için önemli bir yeri vardır. Türkiye’de ilk esnaf ve sanaatkarlar müzesi olan mekanda unutulmaya yüz tutmuş birçok tarihi parça sergileniyor.